Anonim Şirket Esas Sözleşme Değişiklikleri ve Gerekli Nisaplar – lexelhukuk.com

02129398925

Bizi Arayın | Call Us

Anonim Şirket Esas Sözleşme Değişiklikleri ve Gerekli Nisaplar

lexelhukuk.com > Genel  > Anonim Şirket Esas Sözleşme Değişiklikleri ve Gerekli Nisaplar

Anonim Şirket Esas Sözleşme Değişiklikleri ve Gerekli Nisaplar

1) Giriş

2) Esas Sözleşme Değişiklikleri ve İzlenmesi Gereken Usul

2.1 Gümrük Ve Ticaret Bakanlığının İzni

2.2) Genel Kurulu Toplantıya Çağıran İlanlarda Yer Alması Gereken Bilgiler

3) Genel Kurul Kararına Uygulanacak Nisaplar

3.1) Oybirliğini ve En Az ¾ Oyu  Gerektiren Esas Sermaye Değişiklik Halleri ve Diğer İstisnalar

4) Esas sözleşe değişiklikleri ile İmtiyazlı Pay Sahiplerinin Haklarına Halel Getirilmesi Mümkün müdür?

5) Esas Sözleşme Değişikliklerinin Tescili

6) Özel Esas Sermaye Değişiklikleri

6.1 Sermayenin Artırılması

6.2 Esas Sermayenin Azaltılması

7) Örnek Yargıtay Kararları

9) Sonuç

1) Giriş

Anonim şirket ana sözleşmesi olarak da bilinen esas sözleşme de yapılan her türlü değişiklik genel olarak esas sözleşme değişikliğidir. Örneğin; şirket faaliyet alanının değiştirilmesi, faaliyet alanının genişletilmesi, pay sahiplerinden bazılarına çeşitli imtiyazlar tanınmak istenmesi, yahut imtiyazların kaldırılması, sermaye artırımı,  sermaye azaltımı, şirketin tür değiştirmesi gibi tüm hususlar esas sözleşme değişikliğini gerektirir ve bu değişikliklerin yapılması için kanunda gösterilen yol izlenilmelidir. Lakin hemen belirtmek gerekir ki küçük imla hatalarının söz konusu olduğu durumlarda illa belirli bir süreç ön gören esas sözleşme değişikliği yoluna gitmeden de bu küçük hataların düzeltilebilmesi mümkündür.

Esas sözleşme yapma yetkisi münhasır olarak genel kurulun yetki alanı içerisindedir. Bu nedenle esas sözleşmeyi değiştirme yetkisi genel kuruldan başka bir organa kesinlikle devredilemez yahut devredilmiş gibi netice doğuracak işlemlerde bulunulamaz.[1]

Bu çalışmada başlıca esas sözleşme değişikliklerinin neler olduğu, esas sözleşme değişikliği durumunda izlenilmesi gereken usulün nasıl olduğu, imtiyazlı hakların esas sözleşme değişikliklerine gidilerek sınırlandırılmalarının mümkün olup olmadığı, esas sözleşme değişiklikleri için kanunun nasıl nisaplar aradığı konuları üzerinde durulacak; son olarak ise çeşitli Yargıtay örnekleri ile esas sözleşme değişikliğini gerektiren bazı haller somut olarak aktarılmaya çalışılacak ve konuyu ilgilendirir bazı doktrin görüşlerine yer verilecektir.

2) Esas Sözleşme Değişiklikleri ve İzlenmesi Gereken Usul

Esas sözleşenin değiştirilmesi hususu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 452 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. İlke olarak, esas sözleşmede aksine hüküm bulunmayan hallerde, müktesep ve vazgeçilmez haklara halel gelmemek şartı ile kanunda öngörülmüş bulunan şartlara uyularak esas sözleşenin bütün hükümlerini değiştirmek mümkündür (m.452).

Genel olarak esas sermaye değişiklikleri Ticaret Kanunumuzun sistematiği nazara alındığından ikiye ayrılır: i) Genel Esas Sermaye Değişiklikleri, ii) Özel Sermaye Değişiklikleri.

Sermayenin artırılması ve azaltılması hususu kanunda açıkça düzenlenen özel sermaye değişiklikleridir. Bunların dışında kalan ve esas sözleşme değişikliğini gerektiren haller ise genel esas sözleşme değişiklikleri kapsamına girmektedir.

Her ne kadar Kanunun 452. Maddesi esas sözleşme hükümlerinin değiştirilebileceğini öngörmüşse de vazgeçilmez ve müktesep haklara, emredici hükümlere ve imtiyazlı paylara halel getirecek şekilde esas sözleşmenin değiştirilmesi mümkün değildir.

Müktesep haklardan kasıt esas sözleşme yahut kanun maddelerine göre genel kurul ya da yönetim kurulu kararlarına tabi olmayan veya genel kurul toplantılarına iştirak hakkı nedeniyle doğan oy kullanma, kar payı alma, iptal davası ikame edebilme, gibi haklardır.[2]

Örneğin esas sözleşme de esas sözleşmenin bazı maddelerinin yahut tamamının değiştirilmesine dair yasak koyan bir madde var ise artık ortada bir müktesep hak olduğundan genel kurul bu maddeleri değiştiremez. Yine diğer taraftan anonim şirketin temel ilkeleri ile esas sözleşme değişikliğinin çatışması durumunda bu değişiklik yapılmamalıdır aksi halde iptal söz konusu olabilecektir.[3]

Özetle faaliyet alanı nedeniyle Bakanlık[4] izni gerekiyorsa bu izin, vazgeçilmez ve müktesep haklar, emredici hükümler, dürüstlük kuralları ve anonim ortaklığı temellendiren ilkeler ile imtiyazlı pay sahiplerinin hakları genel kurulun esas sözleşmeyi değiştirme yetkisinin sınırlarını oluşturmaktadır.[5]

Esas sözleşme değişikliğinin yapılacağı durumlarda şu şekilde bir sıra ile yol izlenir:

  1. i) Öncelikle değiştirilerek maddenin (metnin) yeni hali hazırlanmalıdır.  Genellikle hazırlanacak metnin yönetim kurulu tarafından hazırlanacağı ya da onaylanacağı görüşü hakimse de öğretide değişiklik metninin genel kurulca hazırlanabilip hazırlanamayacağı sorusu akla gelmektedir. TEKİNALP’e göre genel kurulun değiştirilerek metni hazırlaması halinde pay sahiplerinin genel kurul öncesinde değişiklikten haberdar olma ve öneride bulunma hakları zedelediğinden değişikliğin genel kurulda hazırlanması isabetli değildir.
  2. ii) Değişikliğin hazırlanmasının akabinde Bakanlık izni gerekiyorsa izin için  Bakanlığa başvurulması ve iznin alınması gerekmektedir.

iii) Üçüncül olarak kanunda öngörüldüğü şekilde çağrılı ya da çağrısız genel kurul yapılarak değişikliğe kurulun onay vermesi safhası tamamlanmalıdır.

iv)- Son olarak ise değişiklik tescil ve ilan edilmelidir.

2.1 Gümrük Ve Ticaret Bakanlığının İzni

Kural olarak hukuki konumu, niteliği ve işletme konusu ne olursa olsun anonim şirketin kuruluşu ve esas sözleşme değişiklikleri herhangi bir makamın iznine bağlanamaz. Lakin Kanun faaliyet alanı özellik arz eden bazı anonim şirketlerinin esas sözleşmelerinin emredici hükümlere uygun olup olmadığını denetlemek istemektedir. Bu nedenle de TTK 333. Maddesine dayanılarak çıkartılan tebliğ ile ilan edilecek bazı şirketlerin esas sözleşmeleri ile bu sözleşmelerdeki değişikliklerin izne tabi olduğunu belirtmiştir. Örneğin ilgili tebliğin[6] 5. Maddesinde açıkça belirtildiği üzere bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, tüketici finansmanı ve kart hizmetleri şirketleri, varlık yönetim şirketleri, sigorta şirketleri izne tabii şirketlerdendir ve bu şirketlerin esas sözleşme değişikliği yapmak istemeleri durumunda Bakanlıktan izin almaları gerekir.

Esas sözleşmenin değiştirilmesi için genel kurul toplantıya çağrıldığı takdirde yukarıda izah olunduğu üzere Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın izninin alınmasının zaruri olduğu durumlarda bu iznin alınmış olması gereklidir (TTK. M. 453). Esas sözleşme değişiklik önerisi anonim ortaklığın ünvanı altında yetkili kişilerce imzalanıp, yönetim kurulu kararı da dilekçeye eklenerek Gümrük ve Ticaret Bakanlığına gönderilmelidir.

Diğer taraftan 6102 s. TTK’nın 453.  maddesi mucibince iznin aranmadığı şirketlerde ise genel kurulun esas sözleşme değişikliği için toplantıya çağrılması durumunda esas sözleşme değişiklik taslağının yönetim kurulunca karara bağlanmış olması ve değiştirilmesi öngörülen mevcut esas sözleşme hükümleri ile birlikte genel kurulun toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılmış olması gerekir.

Bu noktada akla şu soru gelmektedir:

Bakanlığa gönderilen ve izni alınan metnin dışında bir metin genel kurulda kabul edilip esas sözleşme değişikliği yapılabilir mi? Böyle bir durumda iptal söz konusu olabilir mi?

Örneğin Bakanlıktan  sermayenin 1 milyon TL’ye çıkarılmasına dair izin alınmasına rağmen Genel Kurul’un 1 milyon 100 bin TL’ye sermayeyi artırmasına ilişkin genel kurul kararının iptali söz konusu olabilir mi?

Başlı başına böyle bir durumun kararın iptalini gerektirmediği ve Bakanlıktan izin alınarak söz konusu kararın muteberliğini koruması gerektiği yönünde Yargıtay kararı[7] vardır. Karar konu olayda bu nedenle açılan iptal davasını mahkeme reddetmiştir.

2.2) Genel Kurulu Toplantıya Çağıran İlanlarda Yer Alması Gereken Bilgiler

Bu arada genel kurulu toplantıya çağıran ilanlarda yer alması gereken bilgilere de değinmekte fayda görüyoruz. Genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin ilanlarda;

i)Toplantı günü ve saati,

  1. ii) Toplantı yeri,

iii) Gündem,

  1. vi) Değişen maddenin/maddelerin eski ve yeni şekilleri,

vii) Çağrının kimin tarafından yapıldığına dair bilgiler bulunmalıdır.

Bununla birlikte TTK m. 414 hükmü gereği pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine de ayrıca toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilmelidir.

3) Genel Kurul Kararına Uygulanacak Nisaplar

Kanunun ilgili maddesinde[8]  yer aldığı üzere genel kurulun esas sermaye değişikliğini içerir kararına kural olarak 421 inci maddede öngörülen nisaplar uygulanır fakat aşağıda görüleceği üzere bazı esas sermaye değişiklikleri için Kanun daha ağır olan özel nisaplar aramaktadır.

Özel nisabın aranmadığı hallerde TTK 421/1’e göre kanunda veya esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde, esas sözleşmeyi değiştiren kararlar, şirket sermayesinin en az yarısının temsil edildiği genel kurulda, toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu ile alınacaktır.

Lakin ilk toplantıda öngörülen toplantı nisabı elde edilemediği takdirde, en geç bir ay içinde ikinci bir toplantının yapılabileceği ve ikinci toplantı için toplantı nisabının, şirket sermayesinin en az üçte birinin toplantıda temsil edilmesi şeklinde olduğu aynı maddede ifade edilmiştir. Burada ikinci toplantı için daha düşük bir nisabın arandığını görüyoruz. Yine fıkranın son cümlesinde fıkrada öngörülen nisapları düşüren veya nispî çoğunluğu öngören esas sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğu da ayrıca ifade edilmiştir.

3.1) Oybirliğini ve En Az ¾ Oyu  Gerektiren Esas Sermaye Değişiklik Halleri ve Diğer İstisnalar

Kanunun 421/2. maddesinde yer aldığı üzere bazı hallerde kanun koyucu esas sözleşme değişikliklerinin sermayenin tümünü oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin oybirliğiyle alınmasının zorunlu olduğunu belirtmiştir. Bu haller şunlardır:

  1. a) Bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük ve ikincil yükümlülük koyan kararlar.
  2. b) Şirketin merkezinin yurt dışına taşınmasına ilişkin kararlar.

Diğer taraftan Kanunun 421/3. maddesinde aşağıdaki esas sözleşme değişikliği kararlarının, ancak sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla alınabileceğini belirtmiştir. Bu esas sözleşme değişiklikleri şu konulara ilişkindir:

  1. a) Şirketin işletme konusunun tamamen değiştirilmesi.
  2. b) İmtiyazlı pay oluşturulması.
  3. c) Nama yazılı payların devrinin sınırlandırılması.

Lakin kanun koyucu yukarıda anlatılan ikinci ve üçüncü fıkralarda öngörülen nisaplara ilk toplantıda ulaşılamadığı takdirde izleyen toplantılarda da aynı nisabın aranacağını özellikle belirtmiştir ( TTK m. 421/4). Burada yukarıda öngörülen ikinci toplantılar için daha düşük nisap aranması kuralından farklı olarak sabit toplantı nisabı sisteminin benimsendiği açıktır. Burada azlık korunmaya çalışılmıştır ve bu nisaplar kesinlikle hafifletilemese de ağırlaştırılabilir.[9]

Diğer taraftan kanun koyucu 421. Maddenin 5. fıkrasında yine başka bir istisnai durum daha öngörmüştür. O da şudur:

Pay senetleri menkul kıymet borsalarında işlem gören şirketlerde yapılacak genel kurul toplantılarında, aşağıdaki konularda karar alınabilmesi için,  esas sözleşmelerinde aksine hüküm yoksa, 418[10] inci maddedeki toplantı nisabı uygulanacaktır:

  1. a) Sermayenin artırılması ve kayıtlı sermaye tavanının yükseltilmesine ilişkin esas sözleşme değişiklikleri.
  2. b) Birleşmeye, bölünmeye ve tür değiştirmeye ilişkin kararlar.

Son olarak ise maddenin son fıkrasında işletme konusunun tamamen değiştirilmesi veya imtiyazlı pay oluşturulmasına ilişkin genel kurul kararına olumsuz oy vermiş nama yazılı pay sahiplerinin, bu kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasından itibaren altı ay boyunca payların devredilebilirliği hakkındaki kısıtlamalarla bağlı olmayacağı belirtilmiştir. Böyle bir hükmün konulması ile esas sözleşme değişikliklerine engel olması mümkün olmayan nama yazılı bu pay sahiplerinin paylarını bu süre zarfı içinde isterlerse devredebilmelerine imkan tanımak ve hakkaniyet ölçüsünde daha fazla yükümlülük altında bırakılmalarının doğru olmayacağı görüşü yatmaktadır.

4) Esas Sözleşme Değişiklikleri ile İmtiyazlı Pay Sahiplerinin Haklarına Halel Getirilmesi Mümkün müdür?

Esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararı imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek mahiyette ise bu karar imtiyazlı pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda alacakları (TTK 454. maddede belirtilen hükümlere uygun olan) bir kararla onanmadıkça uygulanamayacaktır.

İmtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal eden bir esas sözleşme değişikliğinin genel kurul kararıyla yapıldığını düşünelim. İmtiyazlı pay sahipleri böyle bir durum karşısında ne yapmalıdır?

Böyle bir durumun vuku bulması halinde yönetim kurulunun en geç genel kurul kararının ilan edildiği tarihten itibaren bir ay içinde özel kurulu toplantıya çağırmalıdır (TTK 454/2). Eğer Yönetim Kurulu Genel Kurulu toplantıya çağırmaz ise her imtiyazlı pay sahibi yönetim kurulunun çağrı süresinin son gününden başlamak üzere, onbeş gün içinde, bu kurulun toplantıya çağrılmasını şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden isteyebilmek hakkına sahiptir.

İmtiyazlı paylar özel kurulu (İPÖK) imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğuyla toplanır ve toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar alır. Eğer özel kurulda imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edildiği neticesine ulaşılırsa karar gerekçeli bir tutanakla tespit edilir ve ilgili  bu tutanak Kanunun[11] 454/3. Maddesi uyarınca on gün içinde şirket yönetim kuruluna teslim edilir.

Tutanağın yanı sıra imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını zedeleyen genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy verelerin en az nisabı sağlayacak sayıda bir listesi ve bu özel kurulu kararına karşı şirket yönetim kurulunca dava açılması durumu söz konusu olduğunda tebligatların kendilerine yapılabileceği bir adres de ayrıca özel kurul tarafından yönetim kuruluna tutanak ile birlikte verilir ve bu tutanak, liste ve adres bilgileri birlikte tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde  ilan edilir (TTK m. 454/3). Bu usule uyulmadığı takdirde yaptırım özel kurul kararının hiç alınmamış sayılmasıdır!

Fakat genel kurulda, imtiyazlı payların sahip veya temsilcileri, esas sözleşmenin değiştirilmesine, üçüncü fıkrada öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak olumlu oy vermişlerse ayrıca özel toplantı artık yapılamaz.

Özel kurulun onaylamama kararına karşı Yönetim Kurulu  karar tarihinden itibaren bir ay içinde, genel kurulun söz konusu kararının pay sahiplerinin haklarını ihlal etmediği gerekçesi ile, bu kararın iptali ile genel kurul kararının tescili davasını, şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açabilecektir (TTK .md 454/7). Söz konusu bu iptal davası, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy kullananlara karşı açılır.

Örnek vermek gerekirse C grubu paylarına 10 yönetim kurulu üyeliğinden 7’si veriliyorsa ve yeni değişiklikte yönetim kurulu üye sayısı 15’e yükseliyorsa grubun onayı alınmalıdır. Çünkü artık toplam oydaki oranlarında bir azalma olmuş ve imtiyazlı bu grup imtiyazını kaybetmiştir.

Lakin imtiyazlı payları ilgilendiren her değişiklik için imtiyazlı pay sahiplerinin onayı aranmaz. Misal olarak eğer imtiyazlı pay sahiplerinin haklarında bir azalma yahut kötüleşme söz konusu değilse artık onaya, izne gerek bulunmamaktadır.[12]

Bununla birlikte 6102 s. Kanunumuzun 454/5. maddesinde belirtildiği üzere mahkeme ya da yönetim kurulunca çağrı yapılmış olmasına karşın özel kurulun süresi içinde toplanmaması durumunda genel kurulun esas sözleşme değişiklik kararı onaylanmış sayılır ve bu hüküm şirket lehine getirilen ve şirketi korumayı gaye edinen bir hükümdür.[13] Çünkü böyle bir durum söz konusu olduğunda genel kurul kararı sürüncemede kalmaktadır ve gerekçede de belirtildiği üzere genel kurul kararının sürüncemede bırakılması nedeniyle  bu şekilde şirketin zarara uğramasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.[14]

5) Esas Sözleşme Değişikliklerinin Tescili

Kanunun ilgili maddesinde[15] belirtildiği üzere esas sözleşmenin değiştirilmesini içeren genel kurul kararı, yönetim kurulu tarafından, şirket merkezinin ve şubelerinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil edilir.

Bunun yanı sıra  ilana bağlı hususlar ilan ettirilir ve yine tescil ve ilan edilen karar şirketin internet sitesine de ayrıca konulur. Fakat burada değiştirme kararının üçüncü kişilere karşı tescilden önce hüküm ifade etmeyeceğinin altını çizmek gerekmektedir.

6) Özel Esas Sermaye Değişiklikleri

Sermayenin artırılması ve azaltılması ‘’Özel Esas Sermaye’’ değişiklikleri olarak Kanunumuzda çok daha ayrıntılı olarak düzenlemiştir.

6.1 Sermayenin Artırılması

Şirketler borç bulamamak, şirketin ayakta kalmasını sağlamak, projelerini  hayata geçirmek, borç almanın daha aleyhe sonuç doğurması,  zararlar neticesinde sermayenin tamamlanmasına olan ihtiyaçlar nedeniyle esas sermayeyi artırmak durumunda kalabilirler. Sermayenin artırılması ancak esas sözleşmenin değiştirilmesi ile mümkündür.

Sermaye artırımı esas sözleşmede değişikliğini zorunlu kılan bir işlem olup  sermayenin artırılmasına esas sermaye sisteminin benimsendiği anonim şirketlerde genel kurul; kayıtlı sermaye sistemini benimseyen şirketlerde ise yönetim kurulu Kanunun 456/2. maddesi uyarınca karar verir.[16]

Sermayenin artırılması ve azaltılması hususu bu çalışmanın konusunu oluşturmadığından dolayı buralarda sadece birkaç önemli husus üzerinde durulacaktır.

Örneğin sermayenin artırılması esas sözleşme değişikliğinin yapılabilmesi için sermayenin neden artırılmaya ihtiyacının bulunduğu gerekçeli şekilde açıklanmalı mıdır? Açıklanmaz ise bu kararın iptali söz konusu olabilir mi?

TEKİNALP’e göre[17] tek başına gerekçe gösterilmemiş olması iptal sebebi olamaz. Kural  olarak her ne kadar gerekçe gösterilmemiş olsa dahi sermaye artırımının muteber olmasıdır. Yani sırf gerekçe yok diye sermaye artırım değişikliği iptal edilmemelidir. Lakin sermaye artırmakla amaçlanan paydaşları zarara uğratmak ise bu halde iptal söz konusu olacaktır.

6.2 Esas Sermayenin Azaltılması

TTK 473. Maddesi uyarınca bir anonim şirket sermayesini azaltarak, azaltılan kısmın yerine geçmek üzere bedelleri tamamen ödenecek yeni paylar çıkarmıyorsa, genel kurul, esas sözleşmenin gerektiği şekilde değiştirilmesini karara bağlar. Genel kurul toplantısına ilişkin çağrı ilanlarında, mektuplarda ve internet sitesi bildiriminde, sermaye azaltılmasına gidilmesinin sebepleri ile azaltmanın amacı ve azaltmanın ne şekilde yapılacağı ayrıntılı bir şekilde ve hesap verme ilkelerine uygun olarak açıklanır. Ayrıca yönetim kurulu bu hususları içeren bir raporu genel kurula sunar, genel kurulca onaylanmış rapor tescil ve ilan edilir.

Genel olarak bir şirket esas sermayenin azaltılmasına mevcut şirket zararının bünye dışına çıkarılması, azaltılacak tutarın pay sahiplerine iade edilmesi yahut benzeri amaçlarla yapar. Pay sayısını azaltma yada payların itibari değerlerini düşürme gibi yöntemler esas sermayenin azaltılmasında kullanılan yöntemlerdendir. Sermayenin azaltılması işlemi de ancak esas sözleşme değişikliği ile mümkündür.

7) Örnek Yargıtay Kararları

Esas sermaye değişiklikliklerini ilgilendiren birkaç Yargıtay kararı aşağıda sunulmuştur.

Örneğin bir kararında[18] Yargıtay:

‘’Davacı vekili, “Ç. … Adi Komandit Şirketi ( S.Ç. ) ve Ortağı” Ünvanlı Şirketin, ana sözleşmede yapılan değişiklikle “Ç. … Tekstil Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi”ne dönüştürülmesine karar verildiğini belirterek, şirketin nev`i değişikliğine ilişkin işlemlerin onanmasını istemiştir.’’ diyerek tür değişikliğinin esas sözleşme değişikliğini gerekli kıldığı üzerinde durmuştur.

Diğer bir kararında[19] Yargıtay:

‘’Davacı vekili, müvekkilinin ortağı bulunduğu davalı anonim şirketin 06.07.2002 tarihli genel kurul toplantısında ana sözleşmenin 6 ncı maddesinin değiştirilmesine karar verildiğini, dava dışı bir ortağa bu suretle imtiyaz tanındığını oysa, böyle bir kararın ancak oybirliği ile alınabileceği ve bu kararın müvekkilinin taahhütlerini arttırıcı mahiyette olduğunu ileri sürerek, bu hususta alınan genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davayı kabul ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece, davalı vekilinin kabul beyanına göre davanın kabulüyle, genel kurul kararının iptaline karar verilmiştir. Kesinleşmiş bu karar aleyhine Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması talebinde bulunulmuştur. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kabul yetkisini içeren vekaletnamenin duruşmadan sonra ibraz edilmiş ve bu şekilde daha önce yapılmış usulü işlemlere icazet verilmiş bulunmasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer itirazların reddi gerekmiştir. 2- Ancak, dava TTK’nun 381 inci maddesi uyarınca açılmış bulunan ana sözleşme değişikliği ile ilgili genel kurul kararının iptaline ilişkin olup, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere dava tarafta genel kurulda alınan kararların tümünün değil, sadece ana sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin kararının iptalini istediği halde, mahkemece HUMK’nun 74 üncü maddesine aykırı olarak, talep aşılmak suretiyle genel kurulda alınan tüm kararların iptaline karar verilmesi yasaya aykırı bulunduğundan, bu yöne ilişkin kanun yararına bozma isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. ‘’ diyerek paydaşların taahhütlerini artırıcı olacak bir esas sermaye değişikliğini iptal etmiştir.

Başka bir kararında[20] Yargıtay:

‘’Davacı vekili, müvekkili şirketin ana sözleşmesinde, şirketin müşterek imza ile temsil ve ilzam olunacağının kararlaştırıldığını, dava dışı Ö… Tekstil San.ve Tic.Ltd.Şti ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde, müvekkili şirketin kefil olarak gösterildiğini, anılan sözleşmede şirket kaşesi üzerinde yalnızca Murtaza’ya ait imzanın bulunduğunu, bu durumdan 27.2.1998 tarihli ihtarname ile haberdar olduklarını, Murtaza ‘nın aynı zamanda kredi borçlusu şirketin sahibi olduğunu ve adı geçenin bankaya verdiği sirkülerin ana sözleşmeye aykırı ve geçersiz bulunduğunu belirterek, davalı bankaya kefil olarak borçlarının bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, kredi sözleşmesinin yapıldığı tarihte davacı şirketi tek başına Murtaza’nın temsile yetkili olduğuna dair yönetim kurulu kararı olduğunu bu nedenle kefaletin hukuken geçerli bir kefalet olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre Ticaret Sicil gazetesinde neşredilen değişikliğe göre davacı şirketi münferiden (tek başına) Murtaza’nın temsile yetkili kılındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Ticaret Kanunun 317.maddesine göre, “Anonim Şirket idare meclisi tarafından idare ve temsil olunur.” Bu hüküm uyarınca gerek iç ilişkide ortaklara karşı gerekse dış ilişkide, anonim şirketin yönetim ve temsil organı yönetim kuruludur.TTK.nun 321/3 ncü maddesine göre de, Anonim Şirket adına tanzim edilecek evrakın muteber olabilmesi için, aksine esas mukavelede hüküm bulunmadıkça, temsile selahiyetleri olanlardan ikisinin imzasının varlığı gerekli bulunmaktadır. Davacı şirketin ana sözleşmesinde TTK.nun 321/3 fıkrasındaki hükmün aksine düzenleme bulunmayıp şirketinin, yönetim kurulu tarafından seçilecek iki kişinin şirket kaşesi üzerine atacağı müşterek imza ile temsil ve ilzam olunacağı yazılıdır. Ana sözleşmede yer alan bu hükmün değiştirilmesi ana sözleşme değişikliği niteliğinde olup, ana sözleşmeyi değiştirme yetkisinin şirket genel kuruluna ait olmasına ve şirket genel kurulu tarafından böyle bir değişikliğin yapılmış olduğu da savunulmadığına göre kredi sözleşmesini kefil sıfatı ile imzalayan Murtaza’nın tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili bulunmadığı sonucuna varmak gerekir.’’

9) Sonuç

Özetle esas sözleşme değişikliği kanunda genel değişiklik sebepleri ve özel değişiklik sebepleri diye temel olarak ikiye ayrılmıştır. Her iki durumda da esas sözleşme değişikliklerinin belirli usuli ve maddi işlemlerin tamamlanması neticesinde hüküm doğuracağı hukukumuzda ön görülmüştür.

Esas sözleşme değişikliği konusunda yetkili organ genel kuruldur. Genel kurul esas sözleşme değişikliğini yaparken müktesep ve özü itibariyle vazgeçilmez olan haklar ile imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını gözeterek değişikliği yapmalıdır. Aksi halde kararın iptali söz konusu olabilecektir. Yine kanunun öngördüğü şekilde yapılmayan esas sözleşme değişiklikleri de hüküm doğurmayacağından ötürü şirketler bakımından usulüne uygun olarak yapılıp tamamlanmayan esas sözleşme değişiklikleri bir çok uyuşmazlığı da beraberinde getirebilecektir.

İzah olunan bu nedenlerle yapılacak esas sermaye değişikliğinin farklı bir nisap gerektirip gerektirmediği de göz önünde bulundurulup kanunun aradığı şartlar sırayla tamamlanarak süreç tamamlanmalıdır.

[1] POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 12. Baskı, İstanbul 2010,  s. 651

[2] ALTAŞ, Soner, Yeni TTK’ya göre Anonim Şirketler, Karşılaştırmalı, Açıklamalı, Gerekçeli, s.345

[3] POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e., s.652

[4] Gümrük ve Ticaret Bakanlığı

[5] POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e., s.652

[6] Anonim Ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine Ve Kuruluşu Ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ

[7] 11 H.D. 29.06.2000 T. 4806/6121, (POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e., s.655)

[8] 6102 s. TTK. Madde 453

[9] ALTAŞ Soner, a.g.e., s.350

[10]  TTK MADDE 418- (1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz.

[11] 6102 s. TTK

[12] POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e., s.655

[13] ALTAŞ, Soner, a.g.e., s.355

[14] 6102 s. TTK madde 454 gerekçesi

[15] 6102 s. TTK. madde 455

[16] ALTAŞ, Soner , a.g.e., s. 361

[17] POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e., s.658,

[18] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 1984/4073 K. 1984/6110 T. 7.12.1985, kazanci.com

[19] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2004/3864 E.N , 2005/415 K.N. http://www.kararara.com/yargitay/11hd/yrgtyk9418.htm

[20] Y a r g ı t a y  19.Hukuk Dairesi 2001/6502 E. 2002/2582 K., kararara.com

No Comments

Leave a Comment